İnsanın saygı görebilmesi için
başkalarına saygılı olması gerekir. Diğer insanları küçük görmemeli, onlara
karşı kibirlenmemeli, onlardan ne kadar üstün olursak olalım, toprak gibi
olmalıdır.
Kendisini beğenmiş kibirli kimse, insanlarla ilişkilerinde daima alaycı ve
kırıcı bir tavır sergiler. Benliğine hâkim olamamış, büyüklüğün güçte, parada,
malda ve görüntüde olduğunu sanan, bu nedenle çevresindeki insanları küçümseyen
kimse, insanlardan uzak kalır ve yalnızlığa mahkûm olur.
“Tevazu ve alçak gönüllülükte
toprak gibi ol” öğüdü, insanların kibir ve gururdan uzak durmasını, her zaman
alçak gönüllü olması gerektiğini vurguluyor. Nasıl ki toprak görünüşte
hakirdir, ama herkes ona dayanır. Görünüşte değersizdir, ama bütün hazineleri
barındırır. Görünüşte ölüdür, ama hayat ondan fışkırır. İşte insan da haiz
olduğu değer ve kabiliyetleri ön plana çıkarmaktan ziyade, kendine düşeni
mütevazı bir şekilde yerine getirmeye çalışmalıdır.
Gerçek insan, kendi egosunu şişirmenin,
kibirlenmenin, insanlara üstten bakmanın, onları tavır ve sözleriyle
aşağılamanın insana yakışmayacağını bilir, insanlığın tevazudan geçtiğinin
farkında olarak hareket eder. İnsan, bu alçak gönüllülüğü sayesinde insanların
saygısını kazanır. Bilhassa hizmet etmek için, hizmet etsin diye seçilen
kişiler buna daha fazla dikkat etmelidir. Seçim zamanlarındaki alçakgönüllüğü,
inceliği ve tevazuu, seçildikten sonra da göstermelidir. Yılların çok çabuk
geçtiğinin hesabını iyi yapmalı, tepeden baktığı insanların bir gün yine
ellerini öpeceğini unutmamalıdır.
Seçilmişler toprak gibi
olmalıdır. Toprak hiçbir kişiyi seçmez, seni sevmedim deyip mezardan dışarı
çıkarmaz. Sen hoşuma gitmedin, fikirlerin bana ters diye nimetlerini
vermemezlik etmez. Kısacası her halukârda mahlukata eşit davranır. Yani
görevini yapar.
Bu dünya öyle de geçiyor, böyle
de. Bu ömür öyle de bitiyor, böyle de. Hiç ama hiç kimse kendini kandırmasın.
Bir gün gelecek acı gerçekle yüzleşeceğiz ve ölümü tadacağız. Madem ki
öleceğiz, ölmeden önce kendi muhasebemizi yapmalıyız. Hele belli makam ve
görevlerde isek iki kere yapmalıyız. Hele hele halkın oyları ile seçilmişsek
iki de kurtarmaz; on iki kere yapmalıyız. Yapmalıyız ki zamanı geldiğinde,
hesap sorulduğunda hesabımız kolay olsun. Hoşça kalın.
Yorumlar kapalı.