Mescit’te bir grup cemaat oluşturmuş namaz kılıyorlardı.Arkadan
başka bir grup geldi, arka safta yer olduğu halde cemaate uymadılar. İmam selam
verinceye kadar kenarda beklediler. Namaz bitince, bu kez onlar cemaat olup
namaza durdular. Böylece, aynı anda iki ayrı grup, iki ayrı cemaat oluşturmuş
oluyordu.
Acaba bu davranışın dinde yeri var mıydı? Varsa hükmü neydi?
Bu sorulara cevap vermeden önce onlardan öğrenmek gerekiyordu: Acaba, ilk
cemaate iştirak etmeyen ikinci grup niçin bekleme ihtiyacı duydu, imamı mı
beğenmediler, ona uyan cemaati mi? Yoksa, gerçekten bilmiyorlar mıydı?
Cemaat halinde namaz kılınırken, mescide bir Müslüman geldi,
ama imama uymadı, kendisi ayrı bir yerde namaza durdu. Bir tarafta cemaat
kılıyordu, diğer tarafta bu kişi tek başına kılıyordu. Kim bilir, imamın namazı
ile onun namazı ayrı mıydı, yoksa, bu kişi ayrı bir cemaatin mensubu muydu?
Niçin imama uymuyor, cemaate dahil olmuyor, tek başına yalnız namaz kılıyordu?
Gerçekten bu da mı bilmiyordu?
Cemaat namaz kılarken, bir veya birkaç kişi kenarda oturmuş
bekliyorlardı. Neyi bekliyorlardı dersiniz? Sadece namazın bitmesini.
Mazeretleri ne olabilirdi? Bir Müslüman’ın namaz kılmaması için mazeretler
belliydi: Ya zihinsel özürlü olmalıydı, Ya ay hali veya lohusa, ya çocuk yaşta
olmalıydı o kişi. Ya da komalık olmuş veya hayatı sona ermiş bir cenaze. Son
olarak da, belki gayrimüslim olmalı ki, o zaman namaz kendisine farz olmasın!
Bu sayılanları kabul etmiyorsa bir Müslüman, onun namaz kılmaması da kabul
edilemez.
Birebir şahit olduğumuz ve halen yaşandığını bildiğimiz
davranışlardır bunlar, kimse alınmasın. Çok net söylemeliyiz: Namazsız bir
Müslüman düşünülemez, bu bir. Bir yerde cemaat oluşmuşsa ona uymayarak ikinci
bir cemaat oluşturmak nehyedilmiştir, bu iki. Cemaat halinde namaz kılınırken
başka bir kişinin tek başına namaz kılması caiz olmaz bu üç. Müslümanlar cemaat
halinde namaz kılıyorken, her ne şekilde olursa olsun o namaza iştirak edip
cemaate dahil olmak gerekir, bu da dört.
Yezîd bin Âmir(r.a) anlatıyor: “Allah Rasûlü namaz
kılarken yanına varmıştım. Oturdum ve cemaate iştirâk etmedim. Efendimiz
namazdan sonra bize doğru dönünce, kenarda oturduğumu gördü: “Ey Yezîd, sen
Müslüman olmadın mı? buyurdu. Evet yâ Rasûlallâh, Müslüman oldum, dedim. Allah
Rasûlü: Öyle ise cemaate katılmaktan seni alıkoyan nedir? buyurdu. Sizin namazı
kılmış olduğunuzu zannederek evimde kılmıştım, dedim. Bunun üzerine
Peygamberimiz (sav):
“Şayet namaza gelir de insanları cemaatle namaz kılar
bulursan, onlarla birlikte sen de kıl. Eğer daha önceden namazını kılmış isen
yine kıl, zira bu senin için nâfile olur, evde kıldığın da farz namazındır,
buyurdu.”(Ebû Dâvûd) Farz namazını evinde kıldığı halde mescitte aynı
namazın cemaatine iştirak etmeyen sahabeyi sorgulayan ve tazir eden bir
Peygamber, acaba hiç namaz kılmayıp, oluşan cemaatleri seyrede seyrede ömür tüketen
Müslümanlara ne der acaba?(M.E.Parlaktürk)
Yorumlar kapalı.