(Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun)
Yazımın başlığına bakıp, bir de altındaki kandil kutlama mesajımı görünce sanki “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” dediğinizi duyar gibiyim. Ön yargılarınızdan kurtulun ve ne demeye çalıştığımı bir düşünün isterseniz dedikten sonra bu günkü yazımıza başlayalım.
Angut kuşu; çift yaşayan, harika renkleri olan, ördekten biraz büyük, kazdan biraz küçük sevimli bir kuş. Bu kuşun bir özelliği var, eşi yaralansa, hastalansa asla onu terk etmez, başından ayrılmaz. Kurdun kuşun önüne atılır, eşini kollar. Ancak kendisini yok eden ulaşabilir yaralı hasta eşine, yoksa ulaşamaz, savaşır ölümüne vermez eşini. Ancak kendini öldüren ulaşabilir eşine. Bu özellikleri erkeği için de dişisi için de geçerli.
Bu kuşun bu çarpıcı ve ibret almamız gereken özelliğini söyledikten sonra günümüzde insanlar arasında böyle bir sevgi var mı diye sormak istiyorum. Peşinen “Ne gezeeer” dediğimizi duyar gibi oluyorum. Artık düşünce tarzlarımız değişti, sevgi kavramamız dumura uğradı, hele hele birbirimize saygılı olmak kavramını kökten unuttuk gitti. “Ben ölmeyeyim de kim ölürse ölsün, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, her koyun kendi bacağından asılır…” bu ve buna benzer düşünceler sarmış insanlığı. İnsanlık buysa, bunu adına insanlık denebilirse tabii.
Bir de deve kuşu vardır. Eşine, sevdiğine bir zarar geleceğini hissettiği an durduramazsınız onu. Canı pahasına olsa da hücum eder, adeta parçalar kendini. Kısaca çok bağlıdır devekuşu, sevdiklerini “kollamak” hususunda ondan öğreneceğimiz çok şey vardır. Angut kuşu gibi sevmek, deve kuşu gibi kollamak. Doğadan öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki. Yeter ki ibret nazarıyla bir baka bilsek, anlayabilsek, uygulayabilsek değil mi?
Bu günkü yazıma burada son verirken, Miraç Kandilinizi tekrar tebrik eder, “mü’minin miracı olan namaz” kılarken secdeye vardığınızda bu aciz kardeşinize de dualarınızı esirgemeyeceğinizi istirham ediyorum. Hoşça kalın.*rç*
Yorumlar kapalı.