Rasulullah s.a.v.’in benzetmesiyle müslümanlar tek vücut gibidir. Vücudun bir azası sızlayınca bu ağrıyı diğer organların duymaması, bu derdi paylaşmaması mümkün mü? Toplumda fakirlerin haklarına riayet edilmemesi, vücuttaki bir uzvun kanaması gibidir; vaktinde tedbir alınmazsa kan kaybı daha çok hastalanmaya, belki ölüme yol açar. Fakirlerin haklarını ihmal sosyal bir kanamadır ve vaktinde tedbir alınmazsa sosyal bünyenin sağlığını yitirmesine yol açacaktır. Bu durum, toplum üzerindeki ilahî yardımın, rahmet ve bereketin çekilmesi demektir. Bugün toplumumuzda görülen ekonomik problemlerin önemli bir kısmı bu hastalıkla ilgilidir.
Mümin, Allah yolunda dağıtmanın bir görev ve sorumluluk meselesi olduğunun bilincindedir. Her çeşit malı ve nimeti, asıl kaynağı olan Allah’a nisbet eder. “Onlara rızık olarak verdiklerimizden…” ifadesi müminin özel mülk ve gerçek malik anlayışını düzenler. Böylece infak eylemi, kişinin dağıttığı şeylerin kendi özel malı olmadığını, kendi özel mülkiyetinden tasarrufta bulunmadığını hatırlatarak onun bencilliğini kırar. Müminlerin tüm yaptıkları, Allah’ın verdiği rızıktan infak etmektir. Öyleyse aslında mümin bir postacıdır, bir veznedardır, bir emanetçidir.
Mümin toplayıcı değil, dağıtıcı olmalıdır. Zira mümin malı dağıtmak için kazanır. Verirken tükeneceğinden korkmaz. Çünkü verenin Allah olduğunu bilir. Zaten kendisine ver diyen de Allah’tır: “Siz Allah için bir şey verdiğinizde Allah onun daha iyisini verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe, 39)
Cimrilik müminin özelliği değildir. Cimri, paranın egemenliğine boyun eğdiğinden paranın mahkûmudur. O yüzden devamlı bunalım içindedir, doyumsuzdur, sevgisizdir. Fedakârlığın, vermenin ne kadar güzel olduğunu, ahiret ödülü yanında dünyada da insanı mutlu ettiğini bilemez. Cimriliğin sebebi mal hırsı ve gelecekte yoksul kalma korkusudur.
Cimrilik yüzünden durmadan para biriktiren ve tükenir endişesiyle hastalıklarında bile harcamayıp dünyayı dahi kendilerine zehir eden para mahkûmları vardır. Oysa para ve mal Allah’ın nimetidir ve bu nimet harcandıkça Allah onu artırır.
Cimri, insanlar arasında da, Allah katında da sevimsizdir. Cenab-ı Hak onlardan bahsederken şöyle buyurur: “Onlar ki hem kıskanır, cimrilik ederler hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allah’ın kendilerine fazlından verdiği şeyleri saklarlar. Biz de böyle nimetleri gizleyen nankörlere hor ve rüsvay edici bir azap hazırladık.” (Nisa, 37)
Rasul-i Ekrem s.a.v. bizleri cimrilikten sakındırarak şöyle buyurmaktadır: “Cimrilikten sakının. Çünkü cimrilik sizden önceki milletleri helak etti.” “İman ile cimrilik bir kulun kalbinde asla bir arada bulunmaz.” (Buharî, Edebü’l-Müfred; Nesâî, Cihad, 8)
“Her sabah gökten iki melek iner. Birisi: ‘İlahi, infak edene karşılığını ver.’ Diğeri: ‘Allahım! Cimrilik edene de telef ver (malını yok et)’ diye dua ederler.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihin, 1/ 253)
“Cömert, Allah’a yakın, insanlara yakın, cennete yakın; cehenneme uzaktır. Cimri, Allah’a uzak, insanlara uzak, cennete uzak; cehenneme yakındır.” (Tirmizî, Birr, 41; Heysemî, ez-Zevâid, 3/127, 7/127)
“Cömertlik cennetten dalları dünyaya uzanmış bir ağaçtır. Dallarından tutanı cennete götürür. Cimrilik cehennemden dalları dünyaya uzanmış bir ağaçtır. O da dallarından tutunanı ateşe götürür.” (Beyhakî, Şuabü’l-İmân; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl) Rabbim cümlemizi Allah yolunda harcayan, malını Allah için cömertçe tasadduk eden, cimrilikten sakınan kullarından eylesin. Hoşça kalın.
Yorumlar kapalı.