*Bu yıl da Tosya Kültür ve Pirinç Festivalinin 14.cüsü 1 ila 4 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Etkinlikler herkese hitap etti; canlı müzikle gençler, kendini genç hissedenler, tasavvuf musikisi konseri ile de orta yaş üzeri tüm Tosyalılar tabiri caizse mest oldu. Cumhuriyet Meydanı ve Üçoluklardaki etkinliklerde, Tosya Musiki Derneği ekibinin programı gerçekten çok güzeldi. Festivale Ankara Seymenleri renk kattı, ilgi ile izlendi. Yalnız Tosya Ahi ve Yaren Dostları Derneği ekibi Yarenlerimize, gösteri boyutunda yer verilmemesinin bir eksiklik olduğu katılımcılar tarafından dile getirildi. Festivalin Ramazan Bayramı sonrasına denk gelmesi katılımın yoğun olmasını sağladı. Ayrıca 15. Festivalin 2011 yılında yine Ramazan Bayramı sonrası, 24-26 Ağustos tarihleri arasında yapılacağının planlanması ve halka duyurulması çok hoş oldu.
*Yapılan etkinliklerde festivalin kültür etkinlikleri boyutunda pek önemli bir sıkıntı olmadığı kamuoyunda konuşuldu. Bu meyanda memnuniyetler çoğunluktaydı. Tabi ki herkesi aynı oranda memnun etmek mümkün olmuyor.
*Ancak festivalin adına baktığımızda, festivalin logosundaki “PİRİNÇ” boyutuna baktığımızda “Meşhur Tosya Pirinci” ile ilgili hiçbir çalışmanın yapılmadığını gördük. Bir tek standın haricinde pirinç satılan, Tosya Pirinci nasıl bir pirinçmiş diye merak edenlerin görebileceği, pirincimiz hakkında bilgi alabileceği hiçbir standın olmayışı çok büyük eksiklikti.
*Adına festivaller düzenlediğimiz Tosya Pirincimize, festival düzenlememize rağmen sahip çıkamazsak, yerel yönetimlerimiz, kamu yönetimlerimiz, meslek odalarımız tarafından gereken önemi ve değeri vermezsek, korkarım ki torunlarımıza kavanoz içerisinde “Bak yavrum bu bir zamanlar dünyaca meşhur olan Tosyamızın Pirinci” idi” diye müzelik gibi göstereceğimiz günler yakındır. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa; meslektaşım Sayın Hakan Ertaş’ın yazdıkları gibi (“pirinç” Tosya’nın mazisindeki yerini alacaktır. Tüm bunlar, bugün festivalini yaptığımız pirincin böyle giderse yasını tutma zamanının da yakın olduğunu göstermektedir.”) Ben burada sayın Ertaş’a madem ki pirinç Tosya mazisindeki, geçmişindeki yerini alacaksa, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, İlçe Çeltik Komisyonu ve Tosya Ziraat Odası pirinçle ilgili ne gibi çalışmalar yapmalı, bu kurum ve kuruluşların sorumlulukları var mı acaba diye hatırlatmak istiyorum.
*Geçmiş yıllarda yapılan festivallerde pirinç üreticileri arasında hem de çeşit bazında yarışmalar yapılırdı. Bal teşvik müsabakaları yapılırdı. Bal üreticimizin emeği, kağıt gibi ballar sergilenirdi. Hayvan üreticilerimizin alın terinin, emeğinin ürünü, bakmaya kıyamadığınız, nazar değmesin diye boyunlarına nazarlıkların takıldığı, üç dört tane ırkın özelliğini taşıyan ceylan gibi buzağılar arasında buzağı teşvik müsabakaları düzenlenirdi. Son üç yıldır ve olmuş da ekonomisinin hemen hemen üçte biri tarım ve hayvancılığa dayalı ilçemizde bu etkinlikler festivalde bile yapılamamış, festivalin dışında kalmış?
*Ben de herkes gibi festival süresince özverili ve düzenli çalışmalar sergileyen, festivale katılan bizlerin rahatı için gece gündüz demeden çalışan Tosya Belediyesi personeline tüm Tosyalılar adına teşekkür etmek istiyorum. Bizim için çok çalıştılar, çok yoruldular. Haklarını helal etsinler.
*Bu arada bir iş adamımızın düzenlenen festivalin “Pirinç Ahşap ve Kültür Festivali” olarak düzenlenmesi gerektiği görüşüne tamamen katıldığımı, çok güzel ve daha da anlamlı olacağını düşündüğümü, ahşap sanayi esnafımızın da arzularının bu yönde olduğunu belirtmek istiyorum. Festival Komitemizin önümüzdeki yıllarda bu görüşlerimizi değerlendireceğine inanıyorum. Pirinciyle, ahşabıyla, balıyla, kültürüyle, doğal ve tarihi güzellikleri ile daha da canlı, gümbür gümbür festivallerde buluşmak üzere hoşça kalın, dostça kalın.
Yorumlar kapalı.