ORUÇ VE BİZ -4-
Orucun dolaşım sistemine en önemli etkisi damarlar üzerine olanıdır. Bilindiği gibi damarları yıpratan, eskiten nedenlerin başında özellikle besin artıklarının iyi yakılmaması gelmektedir. Hâlbuki oruçlu iken özellikle iftara yakın saatlerde bütün besinler yakılır ve artık kalmaz. Böylece damarlarda yağ ve benzeri artıklar daralma yapmaz. Yine çağımız temel sağlık sorunlarından biri olan damar sertliklerine oruç, en büyük koruma tedbirlerindendir. Oruçta asıl sinir sistemi tam bir rahatlama içindedir. Bir ibadeti yerine getirme mutluluğu, insandaki gerginliklerin, huzursuzlukların hemen hemen tümünü yok eder. Günümüzün en önemli iç sorunlarından olan stresler böylece büyük ölçüde kalkar.
Oruç hakkında yabancı bir bilim adamı şöyle demektedir: “1940 Nobel tıp ödülü kazanan Dr.Alexis Carrel, oruç sırasında organizmalarda depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenmenin olduğunu anlatır, orucun sağlık bakımından çok faydalı olduğunu söyler.”
Fransız profesörü Pierre Moulin de şunları söylemektedir: “İslam dünyasının en yararlı kurumlarından biri oruçtur. Oruç, bedenin hem fiziksel hem ruhsal dinlenmesidir. Dokuları temizler, birikmiş toksinleri, zehirleri atar. Müslümanlar böylece her yıl bir ay bedenlerini dinlendirirler… Hıristiyanlıkta orucun bulunmaması büyük bir kayıptır. Aslında insanların her hafta bir gün oruç tutmaları başka bir deyimle diyet etmeleri ve sadece meyve suyu içmelerinde büyük bir yarar vardır. Böylece vücut doku ve organlardaki zehirleri atar ve beden dinlenmiş olur.”
* Oruç, nimetlerin kıymetini öğretir: İnsan, elinde olan nimetlerin kıymetini ancak bunlar elinden çıktıktan sonra anlar. Fakat iş işten geçtiği için bunun bir yararı yoktur. Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan insanın gözünde bu nimetlerin değeri daha iyi anlaşılır.
Bu anlayış insana, onları daha iyi korumasını ve nimetleri kendisine veren Allah’a daha çok şükretmesini öğretir. Nimetlere şükür, onların çoğalmasına vesile olur. Nitekim yüce Allah bu hususta şöyle buyurur: “Andolsun, şükrederseniz elbette size, nimetlerimi artırırım ve eğer nankörlük ederseniz azabım pek çetindir.”[İbrahim 14/7]
Hz.Peygamber (s.a.v), ramazan ayını bir sevgilinin sevgilisini karşıladığı gibi karşılar, bu ayı hayırlı bir şekilde, hakkıyla ihya etmek için önceden hazırlanırdı. Dolayısıyla içinde bol bol Kur’an okuyacağı ve salih ameller yapacağı büyük ibadet mevsimine hazırlanmak için Şaban ayında çok oruç tutuyordu. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın kitabını okuyanlar, namaz kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacak bir ticaret umarlar. (Umarlar ki Allah) onlara ücretlerini tam ödesin ve lütfundan onlara fazlasını da versin. Çünkü O, çok bağışlayan ve çok karşılık verendir. ”[ Fâtır, 35/29,30.] devamı yarın ….
Yorumlar kapalı.