SİYÂSET VE FERASET
Daha önceleri sizlere siyâsetin “problemlere çözüm üretme, çözüm yollarını araştırma ve bulma sanatıdır”, literatürde kısaca böyle tarif edilir demiştim.Bu yazımda ise “ferâsetli siyâset”in ne demek olduğunu anlatmaya çalışacağım. Zâten siyâsette aranan “olmazsa olmaz”ların en başında ferâset, bâsiret ve bilgi; başka bir ifadeyle dünyayı ve olayları doğru okumak doğru anlamak, doğru yorumlamak gelmektedir.
Her ne kadar ünlü tarihçimiz Yılmaz Öztuna kitabında, “siyâset; II. Abdulhamit’le birlikte Anadolu’da toprağa gömülmüştür…” dese de, hiçbir devletin ve ferdin ondan uzak durması veya onsuz yaşaması mümkün değildir. Çünkü onun girmediği hiçbir yer ve hiçbir şey yoktur. Bu durum kıyamete kadar da böylece devam edecektir. Kim ekonomide ve siyâsette güçlü ise dünyanın dizginleri onların elinde olacak ve onlar istedikleri gibi insanlara hükmedeceklerdir.
Tekrar konumuza dönecek olursak “ferâsetli siyâset”in nasıl olması gerektiğini bir kıssa ile anlatmaya çalışacağım.İşte kıssa: “Bir çiftçi alır karasabanını tarlaya çift sürmeye gider. Öküzleri gören aslan -aç olduğu için- öküzlerden birisini parçalayıp yemeyi düşünür. Bunu sezen çiftçi aslanla pazarlığa girişir ve derki;-Gel sen bu öküzümü yeme, ben garibanın biriyim, eğer öküzümün birisini yersen bu tarlayı süremem çocuklarım aç kalır, bu ısrarından vazgeç sana bir koyun getiririm…” der.Aslan bu teklifi uygun bulur ve çiftçiye, “peki” der. İşte burada “ferâsetli siyâset” devreye girer. Çiftçi, “Ben sana bir koyun getirmeye gideceğim ama ben gelinceye kadar öküzün birini yemeyeceğin ne mâlum…” dediğinde aslan “-Ne yapmamı istiyorsun” der. Çiftçi de, “-Gel seni şu iple şu ağaca bağlayalım, ben gelene kadar sen orda bekle” dediğinde, aslan bu teklifi kabul eder.Çiftçi aslanı kaçamayacak şekilde ağaca bağladıktan sonra, eline bir sopa alarak yer misin, yemez misin diyerek aslanın işini bitirir…” Gerekli olan da budur. İşte bunları bilen çiftçi öküzünü, koyununu kurtardığı gibi süper güç durumundaki aslanı hâlletmesini de bilmiştir… İşte siyâset,İşte ferâset,İşte bâsîret.
Siyasetçilerimize düşen de aynı basiretli, ferasetli çiftçi gibi,seçim otobüsünü doğru kullanarak, sağ salim yolcusunu Ankaraya Meclisin bahçesine taşımak olmalıdır. Seçim zamanlarında insanlar daha çok konuşacaklar, daha çok eleştirecekler.Haklı eleştirilere pür dikkat kesilerek, kasıtlı eleştirilere es geçerek (ama mutlaka dinleyerek) çalışmalara devam etmelidirler. Siyasetin sevdiğimiz keşilerle değil, sevilen kişilerle yapıldığı gerçeğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Yorumlar kapalı.