Bu
yazının ilk bölümünde başlıktaki sorunun cevabını ararken kuruluş günlerine
kısaca göz atmıştık. Yani “Erdemliler Hareketi”nin neden ve nasıl
doğduğunu, doğuran sebeplerden çok o doğumun belirleyici aktörlerini kısaca
hatırlamıştık. Bugün aynı hareketin ve aynı aktörlerin ülkemize çağ sıçratan
bir misyonun temsilcileri olarak geldikleri noktada yol boyunca verdikleri
zayiatın muhasebesine bir göz atma gereğini hissettiğimden, olayları
kişiselleştirmeden kişilik erozyonu bağlamında ele almak istiyorum. Ama önce,
bir parantez açıp tarihin imbiğinden süzülüp gelen bir deyimi hatırlamamızda
büyük fayda var. O deyim, geçmiş kültürümüzün bize mirası “Şerefü’l-mekân
bi’l-mekîn” veciz ifadesiyle asırlara damga vurmuş bir düsturun marka
ifadesidir. Günümüzün unutulmaya yüz tutmuş bu marka ifadesini biraz açayım;
bir makama oturanın bilgi, beceri, dirayet ve liyakatiyle o makamı şereflendirebileceğini; kişinin
işgal ettiği makamdaki unvan ve rütbeden “şeref” devşiremeyeceğini,
devşirdiği kazanımlarının hiçbir değer ifade etmediğini ortaya koyar.
Zamanın
ruhunu doğru okuma adına, güncel olayların değerlendirilmesinde
kullanılabilecek bir “mihenk taşı” bu ölçüyle olup bitene
baktığımızda; ister resmi, ister gayri resmi makam ve mevki adaylarının,
adaylıktan çıkıp mevki edinmiş olanların kendilerine sunulanı hak edip
etmedikleri, liyakatlerinin olup olmadığını, sürdürülebilir bir görüş ve
düşünce aidiyetindeki öze sadakatinin olup olmadığını enine-boyuna tüm
incelikleri içinde değerlendirmek gerekir.
“Şerefü’l-mekân
bi’l-mekîn” konusunu enine boyuna irdeleyeceğim bir başka yazıya
bırakarak, esas konumuz olan “Erdemliler Hareketi”nin oluşumundan
günümüze katettiği tarihi seyrindeki zayiat ve savrulmaların köşe başlarına konuşlanmış
isimlerin “seyir defteri”ni açmak lazım.. İlk savrulma Abdüllatif
Şener’in bugün unutulmaya yüz tutmuş çıkışıydı. Şimdiki savrulma ise, uzunca
bir süredir içinde bulunduğu “Çelik Çekirdeği” erozyona uğratma
çabasını gördüğümüz, ama hep kendisine yakıştırılan kendinden menkul “partinin
vicdanı”, “kabinenin vicdanı” gibi eğreti payeleri tepe tepe kullanan “Ağır
abi” Bülent Arınç oldu.
30.01.2016
Cuma akşamı medya patronu Aydın Doğan’ın televizyon kanalı CNN Türk’te
yayınlanan ‘Eğrisi Doğrusu’ programında Taha Akyol’a konuk olan Bülent Arınç’ın
yüzbinlerce kişinin hakkını yiyip, akıl almaz kumpaslara imza atan FETÖ
militanları için “Avukatlık cübbemi giymek istiyorum”; Dolmabahçe
mutabakatı olarak hatırlanan ve HDP’li vekillerle birlikte yapılan açıklamalar
için “Cumhurbaşkanımızın haberi vardı, ben biliyorum” ifadelerini
kullandıktan sonra da “Çözüm sürecine hemen dönülmeli” ifadeleri
büyük tepki topladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Arınç’ı
yalanlayarak “O zat, benimle bunları konuşmamıştır. Parlamentodan
çıkıp doğru olmayan ifadeler kullanılması kabul edilemez, dürüstçe
değildir” dedi. Ak Parti tabanında büyük rahatsızlık doğuran bu
açıklamalarından sonra Bülent Arınç’a destek veren Doğan ve Gülen medya
gruplarının yanısıra, her toplumsal çalkantıların değişmez figürü CHP
milletvekili Mahmut Tanal ve PKK ile artık tamamen özdeşleşmiş bulunan HDP’nin
sözcüsü Ayhan Bilgen, Arınç’a desteklerini ilan ettiler. Dikkat çeken bir başka
destekte, adı daha önce cemaatle anılan bazı eski bakan ve milletvekilleri
Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin ve Suat Kılıç’tan geldi. Bu isimlerin 17-25
Aralık darbe girişiminin ardından bakanlık görevlerinden alındıklarını ve
tekrar bakan yapılmadıklarını –unutulmasın diye- bir kenara not edelim.
Konuyla
ilgili bir yazı kaleme alan Sözcü Gazetesi yazarı Soner Yalçın’ın “Çelik,
Arınç ve Abant Toplantısı Cemaat’in, ‘yıkılmadım’ mesajını verme kaygısı mı?
‘uyuyan hücreler’ uyandırılır mı?” sorusu bu süreçte ençok dikkat çeken
bir ipucunu içeriyor. Yine aynı gazeteci Ruşen Çakır, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümete
yönelik eleştirileri sonrası ağır suçlamalarla bazı medya kuruluşları
tarafından hedef alınmasına sert açıklamalarla cevap veren Bülent Arınç’la
görüştüğünü, gidişattan rahatsız olan Arınç’ın “Bu böyle gitmez”
dediğini öne sürdü ve henüz yalanlanmadı.
Devam
edecek…
Yorumlar kapalı.