Yaşamakta olduğumuz dönemin tv dizi listelerinde hep en başta yer alan yapım; şüphesiz Kurtlar Vadisi. O Vadinin akıllara kazınan unutulmaz karakterleri Polat Alemdar, Memati, Büyük İskender ve Muro.. elbette başka karakterler de sıralanabilir ama, Senaristlerin bu tiplerle özdeşleştirdikleri öyle replikler, öyle sahneler var ki, bunlar hafızalardaki yerini hep koruyacaktır diye düşünüyorum. İşte bunlardan birinin, Muro’nun risk/tehlike anaforunda bir derviş edasıyla huşu içinde “çözümleme” seansları olduğunu kayda geçirmek abartı sayılmaz diye düşünüyorum.
Aklımızda kalan o replikten, yaşadığımız günlerin bu “çöme/çözümleme” anaforuna şöyle bir göz atalım istedik. Kim neyi çözdü, kimlere neler çözdürüldü ve kimler hangi çözümleme seanslarında kerameti kendinden menkul ilhamlara kendini kaptırıp gök taşlıyor.. bunlara şöyle bir göz atalım istedik.
Yılın çözmekle başlayan ilk büyük vak’ası bir siyasi liderin sarsılmaz zannedilen elli yıllık siyasi kariyerini bir gecede yerlebir eden uçkur çözümü oldu. Sonra siyasi mevta addedip eski karizmatik liderin partisini çözdüler, ya da Sav-Kılıçdaroğlu ittifakıyla çözdürdüler.
Bu çözücülerin 2009 Mahalli genel seçimler öncesi başörtüsü sorununu çözmek için çarşaflara/türbanlara taktıkları rozetleri, 3 Mart’da Mersin’de çarşafları nasıl yırtarak çözdüklerini gördüğümüz için, çözme/çözümleme konusundaki bu iki yüzlü, riyakar, yalancı, takiyyelerine ne derece itibar edilebileceğini kestirmek için kahin olmaya gerek yok.
Konuyu dağıtmadan, neleri nasıl çözeceğinin sihirli formüllerini bilmediğimiz “çözme/çözümleme” furyasına bir bakalım istedim;
Kimilerine göre Gandhi Kemal, kimilerine göre Dandi Kemal, kimilerine göre Sav’ın fedaisi Kara Kemal, kısacası kendi özü olan ‘Dede Kemal’den başka bukalemun gibi her kabın rengini alabilen ya da uyarlanabilen Kemal efendi, son günlerde başında bulunduğu Anamuhalefetin yanına yavru muhalefeti de, torun muhalefeti de alıp meydan meydan erken seçim çağrısı yapıyor. Sanki tüm dertlerimiz seçim düğümüne bağlı kalmışta, mevcut iktidar gider de ‘Kızılelma Koalisyonu’nun bu kez adı konmadan iktidara taşınması sağlanırsa, ortalık sütliman olacak(bu durum Evren ve arkadaşlarının 12 Eylül’den önce akan kanı durdurmama gerekçesi olarak, “müdahale için şartların olgunlaşmasını bekleme” itirafını akla getiriyor).. her neyse bu ayrı bir konu.
Seçimlere bir yıl kala PKK terörünün azdırılması, bu “erken seçim” zorlaması ile ilintili mi bilmiyorum; herhalde bunu da Kemal efendi çözümler/çözer. Emekliler eziliyor mu, bunu da Kemal efendi çözümler/çözer, Tuzla tersanelerinde ölüm halkalarına yeni halkalar ilave edilmesini doğuran kafa yapısını yine Kemal efendi çözümler/çözer…, çözer… de çözer…
Özetlemek gerekirse; iddiaya göre, Türkiye’nin kangrenleşmiş ne kadar paslı, küflü kördüğümü varsa, hepsini “maymuncuk niyetine” Kemal efendinin sırtına yıkılan Sav’ın fedaisi Kemal efendi liderliğindeki partisi çözer; Başörtüsü mü problem, bunu ancak Kemal efendinin CHP’si çözer. AB ile ilgili sorunlardan kaynaklanan frenlemenin iç ve dış etkenlerindeki tıkanıklığı ancak Kemal efendinin CHP’si çözer. Kürt meselesi, Dersim’den arındırılıp silah tüccarları ile uyuşturucu baronlarının insafına mı bağlanmış, bunu da ancak Kemal efendinin CHP’si çözer.
Gerçekten de bu maya tutacağa benziyor..! aklınıza takılan ne varsa, havale edin Kemal efendiye, O çözsün, siz de keyfini sürün(!). Taki yeniden kıtlıkla, yoklukla, kuyrukla, buyrukla yaşamaya başladığınız ana kadar keyfini sürün. Sonra da sürüm sürüm sürünün. İşte vaat edilen çözüm/çözümleme bu. Gerisi büyüklere masallardan başka bir şey değil. Garip ama gerçek; artık her muhabbet ortamında arkadaşlarla aramızda çözemediğimiz bir mesele olduğunda en muzibinden en ağırbaşlısına herkesin ağız birliği ile dillendirdiği kanaat; “Bunu ancak Kemal efendi çözümler/CHP çözer” diye bitiriyoruz!..
Yorumlar kapalı.