Aslına bakarsanız Anayasa Mahkemesinin ne şiş yansın ne kebap mantığından hareketle nalına da mıhına da vuran kararı, açık söylemek gerekirse geçmişe dayanan bir korkunun tezahürü dersem, abartmış olmam. 2007’nin sıcak geçen yazında yaşanan %47’nin dayandığı argümanların bu kez %57’lere tırmanmasının önünü kesmeyi hedefledi ve hedefine de vardı. Eğer CHP ve MHP kurmaylarında azıcık kurmay zekası varsa bunu rahatlıkla çözümleyebilirler. CHP öncülüğünde Anayasa Mahkemesine taşınan Anayasa değişiklik paketi tümden iptal edilseydi, doğacak kaotik ortamı sonlandırma adına iktidar çözümü bir erken seçimde arayacak ve kesinlikle %47’lerden aşağı düşmeyen, büyük olasılıkla %60’lara tırmanan bir oyla müzmin muhaliflerinin kahir ekseriyetini parlamento dışına itecekti ki, bu durumda eriştiği güçle yapacağı Anayasayı tümden değiştirme atağını hiçbir şekilde durdurma güçleri kalmayacaktı.
Muhalefetin tüm beklentisi olan paketin iptalinden doğacak netice, kaçınılmaz olarak bu sonucu doğuracağından, bunu gören statükonun hamileri iki tarafı da memnun etmeyen, ama iki tarafı da radikal davranışlardan alıkoyan bir orta yol üzerinde mutabık kaldı.
Bilmem dikkatlerden kaçtı mı, bazı maddelerin kabulü “oy birliği” ile verildi. Demek ki, mahkemenin hukuki olmayan değerlendirmelerinin arka planında, açıkça dillendirmeyen bazı kritik argümanların dikkate alındığını düşündürüyor.
İşte bu nedenle Mahkeme, CHP’nin değişiklikleri tümden iptal başvurusunu reddetti. Karar CHP’yi elbette tatminden çok uzak, ancak İktidar çoğunluğuna da her şeyi yapabilmeye kapı aralayacak fırsatı vermemiş oldu. Ak Parti’nin başını çektiği ve büyük bir aydın ve hukukçu kitlesinin “görüşemezsin” yollu itirazlarını dikkate almadı ve “görüştü”. Bir bakıma sistemin karşı karşıya bulunduğu yürütme erkinin muhalefetçe denetlenmesindeki çarpık akışı bir denge unsuruna oturtma düşüncesiyle her iki tarafın da bir adım geri çekilmesinin startını verdi. Daha soğukkanlı bir siyasi düzlemde Türkiye’nin çağdaşlaşmasının yolunu açacak gelişmelere açık kapı bıraktı.
Yoksa, maddelerin görüşmelerine geçilmesi oylaması 7’ye 4 çıkan sonuca rağmen bazı maddelerin ulaştığı “oy birliği” mutabakatını nasıl izah edeceksiniz? Kendi mahkemeleri ve HSYK için pakette öngörülen düzenlemenin “kanun koyucu” mantığı ile ele alınması, nalıncı keseri çabası olarak görülse de, statükonun korunduğu görünümü altında, asıl perdelenen korku yazımın başında ifade ettiğim, siyasi gerilim ve bu gerilimin getireceği toptancı çözümün önünü kesmekten başka bir şey değil. Yoksa, Anayasa Mahkemesinin vazgeçilmez unsurlarından birinde yer alan Raportörlerin “ret” istemini muhakkak dikkate alması gerekirdi diye düşünüyorum. Geçmişteki bazı raportörün görüşüne rağmen alınmış kararlarla benzerlik gösterse de bu vakadaki asıl etken geleceğe dönük kendileri açısından doğru bir vizyonun ortaya konmasındaki “korku” mantığını iyi görmek lazım. Bu korku, siyasilerin dillerine pelesenk ettikleri korku değil, statükonun mevzi kaybetme korkusundan başka bir şey değil..
Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişiklik paketindeki bazı maddelerin kısmen iptaline ilişkin kısa kararını açıkladı. Anayasa’nın 148. maddesini çiğneyerek esasa giren heyette Başkan Haşim Kılıç, üç üyeyle birlikte karşı oy kullandı. Yüksek Mahkeme’nin internet sitesinde yer alan kararda, paketin, 8., 14., 16., 19., 22., 25. ve 26. maddelerinin Anayasa’nın 4. maddesi kapsamında öngörülen ‘teklif yasağı’ kapsamında incelenmesinin Anayasa Mahkemesi’nin yetkisinde olup olmadığının bir önsorun olarak görüldüğü ifade edildi. Kararda, Haşim Kılıç, Serruh Kaleli, Engin Yıldırım ile Nuri Necipoğlu’nun karşıoylarına karşı, oyçokluğuyla konunun incelenmesine karar verildiği belirtildi. Kısa kararda Osman Paksüt, Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Şevket Apalak ve Zehra Ayla Perktaş’ın sürekli birliktelik içinde direniş göstermeleri ve CHP istemine uygun karar aldırmak için mücadele ettikleri dikkat çekiyor.
Bu arada Anayasa Mahkemesi’nin 9.5 saatlik oturumunda anayasa değişiklik paketinin iki cümle eksiği ile çıkacağını anlayan Başkanvekili Osman Paksüt ile 4 üyenin “Paketin sakatlandığı, yeni bir paket oluştuğu ve bu haliyle referanduma sunulamaz” iddiasında bulundukları, ancak 5 üyenin bu iptal girişiminin diğer 6 üyenin oyuyla reddedildiği bilgisi, Paketin kıl payı kurtulduğunu göstermektedir. Böylece Paksüt ile dört üyenin son dakika oyunu 6 oyla bozuldu.
Yorumlar kapalı.