Yusuf suresi. Hz. Yusuf’un
kıssasının anlatıldığı suredir. Bu surede üç rüya ve bu üç rüyanın Hz. Yusuf
tarafından yapılan tabiri geçer.
Birincisi,
Hz. Yusuf’un babasına anlattığı rüyadır. Bu rüyasında Hz. Yusuf, ay, güneş ve
11 yıldızın kendisine secde ettiğini görür.
Bu
rüya, ileriki zamanda Hz. Yusuf’un babasının anasının ve 11 kardeşinin
kendisine boyun eğişi olarak yorumlanır.
Bu
rüyayı düşündüğünüzde gökyüzü cisimlerinin konu edildiği görülür. Peygamber
rüyasıdır. Ulvidir. Yüce mekânlar konu edilerek gösterilmiştir. Peygamberliğin
saygıdeğerliliğine ve her şeyin ona boyun eğeceğine işaret edilir. Yakup
Peygamber de oğulları da mümindir. Mümin yükseklerdedir.
İkinci
rüya: Yusuf ile beraber zindanda bulunan iki mahkûmun rüyasıdır. Bunlardan biri,
efendisi için içecek sıktığını ve hizmet ettiğini görür. Diğeri de başının
üstünde ekmek taşıdığını görür. Hz.
Yusuf bu iki mahkûmdan içecek sıkanın kurtulacağını, ekmek taşıyanın ise
asılacağını ve etinin kuşlar tarafından yeneceğini söyleyerek rüyalarını tabir
eder ve dediği gibi de olur.
Mahkûmların
rüyasının konusu yemek ve içmektir. Yemek içmek insan için vazgeçilmez
ihtiyaçlar olup maddi kaygıların temini için vardır. İnsanların mahkûm
olmasının temelinde de çoğunlukla içki illeti ile beraber ekmeğini koruma
kaygısı vardır. Bu kaygıyı gideremeyen toplumlarda mahkûmların çoğalması
kaçınılmazdır.
Üçüncü
rüya kralın rüyasıdır. Kral rüyasında yedi zayıf ineğin, yedi semiz ineği
yediğini ve yedi dolgun başakla beraber yedi cılız başağın bulunduğunu
söyleyerek rüyasının tabir edilmesini ister. Önceki
rüyanın sahiplerinden birisi olup da zindandan kurtulan kişinin tavsiyesi
üzerine Hz. Yusuf’a rüyayı tabir etmesi için elçi gönderilir ve zindandan
çıkması istenir. Ancak Hz. Yusuf lütuf istemediğini, suçsuz olduğunun kabul
edilmesini ister. Suçsuzluğunun kabulünün ardından zindandan çıkar ve kralın
rüyasını tabir eder. Ve şöyle der:
“Önümüzde
yedi bolluk yılı olacaktır. Bu yedi bolluk yılında ihtiyaçlarınız konusunda
tasarruf edin. Çünkü bunun ardından yedi kuraklık ve kıtlık yılı gelecektir.
Kuraklık ve kıtlık yıllarında aç kalmamak için, ilk yedi bolluk yılını iyi
değerlendirin.”
Yusuf’un
dediği gibi olur ve Yusuf devlet hazinesinin başına getirilir. Hatta erzaksız
kalan babası ve kardeşlerine erzak verir. Devlet hazinesini israftan ve
iltimaslardan koruyarak zor yılların rahat geçirilmesini sağlar.
Kralın
rüyasının konusu, halkın temel ihtiyaç maddeleri olan hububat ve
hayvancılıktır. Kralın vazifesi halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle
huzur ve güven ortamını sağlamak, israftan sakınarak zor zamanlar için önceden
tedbirli olmaktır. Bu yapılmadığı takdirde ise, ekonomik zorluklarla beraber sosyal
problemlerin de ortaya çıkacağının bilinmesidir.
Şimdi
şunu da söylememiz lazımdır ki, İtikat ilminin prensiplerine göre sıradan
insanlar olarak bizlerin rüya ile amel etmesi gerekmez. Yani dini hükümler
rüyalar ile tespit edilerek haram helal belirlenmez. Ancak rüya insan ruhunun
bir halidir. Tamamen boş ve anlamsız da değildir. Özellikle Peygamber rüyaları
anlamlıdır.
Yukarıda
söylediğimiz üç rüya ve bu rüyalara ilişkin Peygamber yorumu ile ilgili olarak
şunları söylemenin mümkün olduğu kanaatindeyim.
İnsanların
iç dünyası rüyalarına yansır. Bu durumda Peygamberlerin iç dünyasında göklere
uzanan yücelikler vardır. Peygamberlerin davası sadece dünyevi değildir.
Sıradan
insanların rüyalarında da ihtiyaç duydukları dünyalık geçim temini için gerekli
olan şeyler vardır. Sıradan insanların davranışlarını belirleyen unsurların
başında iş ve aş kaygısı gelir.
İnsanları
idare eden ve onlara hükmedenlerin rüyalarını ise gelecek yılların plan ve
projeleri ile birlikte ikbal kaygıları meşgul eder.
Yusuf
Suresini bir de bu yazıyı okuduktan sonra okuma nezaketinde bulunursanız belki
siz de benim gibi düşünebilir, hatta benim fark edemediğim daha güzel şeyleri
fark edebilirsiniz.
Allah’ın
selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Saygılarımla. Muhsin
ÖZDEMİR
Yorumlar kapalı.