İnfak dini bir terimdir. Manası: Sahip
olduğumuz maddi ve manevi imkân ve nimetlerimizi sadece kendimiz için değil,
başkalarının iyiliği ve mutluluğu için de kullanma alışkanlığı ve ahlakıdır.
Bütün mali ibadetler infak çerçevesinin içinde değerlendirilir. Zekât Sadaka,
kurban gibi mali ibadetler de infak içerisindedir. Genel anlamda infak etmenin
mana ve ehemmiyetinden bahsetmeye çalışacağız.
Bir
Kur’an tabiri olan infak kelimesi, isim ve fiil kalıplarında Kuran’da seksenden
fazla yerde geçer. İnfak etmek çoğunlukla fiil kalıpları içerisinde Kuran’da
yer alır. Buradan hareketle denilebilir ki, Allah Teâlâ infak etmeyi, hayatın
vazgeçilmeden devam etmesi gereken faaliyetlerinden birisi olarak sunmaktadır.
İnfak etmek Müslüman’ın hayatında bir fiil olarak devam etmesi istenilen bir
davranıştır.
Allah
mükemmel insan olmaya yönelik özellikler arasında infak etmeyi de zikreder.
İnsanın olgunlaşması için yapması gerekenlerden birisi de infak etmektir.
Nimetleri sadece kendisi için kullanıp başkalarını istifade ettirmeyen insanda
mükemmellik olmaz. Bencillik ve hırs olur ki, bu da mükemmel insan olma yolunun
önündeki engellerden biridir.
Allah
infak etmeyi, Allah’a iman ve Allah’ın kullarına sevginin belirgin bir özelliği
olan bir paylaşma ahlakı olarak ortaya koyar. Bu paylaşma maddi şeylerden
olabileceği gibi, manevi şeyler olan, ilim, sevgi gibi diğer iyi şeylerden de
olabilir. Önemli olan insanoğlunun kazanımlarından başkalarını da faydalandırmasıdır.
Bir ilim adamının bilgisini başkalarına öğretmesinden tutun da bir ustanın
sanatını çıraklarına belletmesine ve bir ihtiyaç sahibine verilen bir bardak
suya kadar her tür faaliyet infak içerisinde değerlendirilir.
İnfak
hayatın vazgeçilmezi olmalı, herkes gece ve gündüz bir takım değerlerin
infakına gayret sarf etmelidir. Ancak bunu yaparken, asla daha çoğunu
bekleyerek değil, karşılık, çıkar bekleyerek değil, bir angaryayı savmak için
değil, istemeyerek zoraki değil, sadece Allah rızası için, Allah’a ve Allah’ın
kullarına olan sevgisinden dolayı severek yapmalıdır.
Yüce
Allah Bakara Suresinin 274. Ayetinde mealen şöyle buyuruyor. “Mallarını gece ve gündüz, gizli ve aşikâre
infak edenlere, Rableri katında mükafaatlar vardır. Onlara korku yoktur ve onlar
mahzun da olmayacaklardır.”
Zekât,
kurban sadaka gibi mali ibadetler cümlesi dışında da infak edilebilen ve infak
konusunun içine giren şeyler vardır. İnfakın ileri derecesi olan “isar”
kavramı, başkalarının iyilik ve mutluluğunu, kendi iyilik ve mutluluğuna tercih
etmek demektir. Bu hal yüksek iman sahiplerinin vasfıdır. Böyle
davranabilenlerden Yüce Allah övgü ile bahsetmektedir. Bu insanlar Allah
katında değerleri üstün olan insanlardır.
İnsan
durumu mevkii ne olursa olsun başkaları ile paylaşabileceği bir takım iyilik ve
güzelliklere sahiptir. Kamil imana sahip olan insanların özelliği bollukta ve
genişlikte infak ettikleri gibi, darlıkta ve zorlukta da infakı devam
ettirebilmeleridir. Al-i Imran Suresinin 133, 134. Ayetlerinde mealen şöyle
buyrulur.
“Rabbiniz tarafından bir bağışlanmaya
koşunuz. Ve koşunuz takva sahipleri için hazırlanmış olan, eni gök ve yer
genişliğinde bulunan Cennet’e. O takva sahipleri ki, bollukta infak ettikleri
gibi darlıkta da infak ederler. Öfkelendiklerinde öfkelerini yutarlar.
İnsanların kusurlarını bağışlarlar. Allah iyi ve güzel işler yapanları sever.”
İnfak
konusunun izahı sadedinde söyleyeceğimiz başka konulara yarınki yazımız ile
devam edeceğiz.
Muhsin
ÖZDEMİR
Yorumlar kapalı.