Oruç ibadetinden çıkarılabilecek bazı
hikmetler vardır. Biz aslı zatında orucu hikmetlerinden dolayı değil,
rabbimizin emri olduğu için tutarız. Ancak her ibadetin de bir de hikmet boyutu
vardır. Müslüman kul da hikmet avcısıdır. Hikmetini öğrenmek ise kula samimiyet
katar ve ibadetteki şevkini artırır. 
Hikmeti kavramak bazen kısmen bazen de tamamen kavramak mümkündür. Bir
ibadetin birden çok hikmeti de vardır. “Yaratan
bilmez mi?”
(Mülk Süresi)  sırrınca
kul belki kendisine faydalı veya zararlı olanı yakinen bilemeyebilir.  Buna mukabil daima hikmeti arar ve hikmetin
peşinden gider. Oruç tutmanın illeti ramazan ayın şartları tutar bir vaziyette
ermektir. Ama hikmeti ise çoktur şimdi onlardan sadece bir kaçını zikretmek
işitiyorum.

            1-
Oruç, baştanbaşa bir zikirdir.  Rabbimiz
bizi bir aylık zikir kampına almaktadır. Ramazan Ayında farz olan orucu tutan
bir Müslüman, bir ay boyunca devamlı olarak Allah’ı zikir etmektedir. Gündüz,
oruçlu olduğunun şuuru içinde bulunduğu için daima Allah’ı hatırlar, oruç
bozacak işlerden kendisini korur, iftardan sonra; namaz ve benzeri ibadetlerle
meşgul olur ve yatarken sahura kalkabilme endişesini taşır. Dolayısıyla oruçlu
kişinin Allah’ı hatırlamadığı bir anı yoktur. Zikir ise hatırlamak ve hatırı
için yaşamaktır.

            2-
Oruç, kişiyi ruhsal yönden terbiye eder. Gerçek anlamda oruç tutan kimse,
kelimenin tam anlamıyla ruhsal olgunluğa erişir.  Olgunluk kişiyi kötülüklerden ve kötülerden
uzak eder. Cahil cühela davranışlarından kendisini uzak eder bundan dolayı
Rasülüllah (sav) : “Oruçlu kişiye eğer birileri sataşırsa, ‘ben
oruçluyum, ben oruçluyum’, desin
(Tecrid-i
Sarih Terc. c. 6/2 95)

            3-
Oruç, kişiyi sabırlı kılar. Özellikle, bazı kötü alışkanlıklarına mahkûm olan
bir kişiyi, belirli bir süre zarfında, oruçtan başka hangi kuvvet bu
alışkanlıklarından alıkoyamaz. Bundan dolayı orucun ayetlerdeki diğer adı ise
sabırdır. Alışkanlıklardan uzak durmak ise büyük bir sabır işidir.

            4-
Oruç, görür gibi Allah’a inanmanın ve gerçek anlamda Allah’tan korkmanın bir
sembolüdür. Bunun dindeki adı ihsandır. Çünkü oruçta kişi yalnız Allah’tan
korkar, hiç kimsenin kendisini görmediği zamanlarda orucunu bozmayan bir Mü’min,
gerçekten Allah’tan korkan, Allah’ı görür gibi ona inanan kişidir. İmanın bir
üst perdesi oruçlu müminin ihsan derecesinde saklıdır. İmanı zayıf birçok kişi
orucunu gizleyerek tutmamaktadır. Hâlbuki yaratan bilmez mi? Tutan mümin ise
her an yaratan tarafından görüldüğü şuuru içindedir.

            5-
Oruç, Müslümana yılın diğer günlerinde yiyecek bulamayıp, açlık ve yokluk
çekenlerin durumunu fiilen hatırlatır, dolayısıyla aç ve açıkta bulunan
insanlara yardıma koşma, onların ihtiyaçlarını giderme gayreti göstermeye
iterek, fiili bir şükür yapmayı öğretir.

            6-
Oruç, bir aylık uzun bir perhiz olup, organların uzun süre dinlenmesini
sağlayarak, insan sıhhatini korur; kişiye güç ve zindelik verir. Buna bir
yıllık ilahi Çek-Ap diyebiliriz. Bu gün Avrupa’nın birçok yerlerinde aç kalma
klinikleriyle tedavi merkezleri kurulduğunu okuyoruz. Hâlbuki İslam onlara
anlatılmış olsaydı onlar bunun bir ibadet olduğunu ve yaratan Rabbimizin
inananlara ikramı olduğunu da bileceklerdi.

            7-
Oruç, Müslümanı disipline sokar, Müslümana zamanının önemini hatırlatır. Gece
ve gündüzünü programlamayı öğretir. Yatarken rıza-i Bari için yatar, kalkarken
de onun adına kalkılması gerektiğini öğretir.

ORUCUN HİKMETLERİ

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!