Beş farklı ülkeden yüz kadar bilim adamının katılımı ile gerçekleştirilen uluslar arası sempozyum Kastamonu Üniversitesi’nde yapıldı.
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit AYDIN’ın Onursal Başkanlığını yaptığı ve Kastamonu Üniversitesi Küre Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd.Doç.Dr. Ahmet ÖĞRETEN’in düzenleme kurulu başkanlığında organize edilen “Uluslararası Malazgirt’ten Osmanlıya Selçuklu Sempozyumu” Kastamonu Üniversitesi Kuzeykent Kampusundaki konferans salonlarında 22-23 Mayıs 2014 tarihlerinde yapıldı. Üç ayrı salonda 21 ayrı oturumda gerçekleşen sempozyumda Anadolu Selçukluları çeşitli yönleriyle ele alındı. Doksan üç bilim adamının hazırladıkları ilmi çalışmalarını sundukları sempozyuma çok sayıda dinleyici iştirak etti. Sempozyum dolayısıyla sempozyumun 28 kişilik hakem kurulunda bulunan ilim adamlarından bazıları da ilimize geldi. Birbirinden güzel ve farklı konuların sunulduğu sempozyuma Kastamonu halkının ilgisi büyük oldu. Şehrin çeşitli yerlerinde bilbort ve asılan bez pankartlarla ilan edilen sempozyuma orta öğrenim ve üniversite öğrencileri de büyük ilgi gösterdi. Selçuklu tarihi alanında ilmi çalışmaları bulunan duayen isimlerden Prof.Dr. Mustafa KESKİN, Prof.Dr. Tuncer BAYKARA, Prof.Dr. Mustafa DEMİR, Prof.Dr. Fehamettin BAŞAR, Prof.Dr. Münir ATALAR, Prof.Dr. Remzi KILIÇ, Prof.Dr. Altan ÇETİN, Prof.Dr. Mustafa DEMİRCİ. Prof.Dr. Mehmet İPÇİOĞLU; Selçuklu dönemi bilim tarihi alanında Prof.Dr. Yavuz UNAT, Prof. Dr. Fuat YÖNDEM gibi bilim adamlarının yanı sıra Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Azerbaycan’dan da çok sayıda bilim adamı sempozyuma katıldı.
Sempozyum Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÖĞRETEN, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit AYDIN ve Kastamonu Valisi Erdoğan BEKTAŞ’ın açılış konuşmalarını yapmasıyla başladı.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Kastamonu Üniversitesi Küre Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÖĞRETEN açılış konuşmasında Kastamonu’nun Anadolu’da başlıca merkezlerden biri olduğunu belirterek “Selçuklular tarafından fethine kadar muhtelif devirlerde muhtelif kavimler tarafından ele geçirilmiş olan Anadolu coğrafyasında Hititler, Frigler, Lidyalılar, Büyük İskender, Roma ve Bizans gibi pek çok devlet ve imparatorluklar kurulmuştur. Ancak hiç birisi Türkler tarafından gerçekleştirilen fetih kadar etkili ve kalıcı olmamış, dünya tarihi bakımından büyük ve mühim neticeler vermemiştir. 1071 tarihli Malazgirt Zaferi’nden itibaren gerçekleşen fetihle Anadolu, Türklerin ikinci bir anayurdu olmuş ve yeni bir Türk devleti kurulmuştur. Selçuklu fethinden önce de Anadolu üzerine Türler ve Müslümanlar tarafından asırlar boyunca akınlar yapılmış, ancak kesin sonuç olan fetih, Sultan Alparslan’a nasip olmuştur. Fethi kısa sürede tamamlanan Anadolu’daki başlıca Selçuklu üs ve merkezlerinden biri Kastamonu olmuştur. Fethi müteâkip pek çok Oğuz boyu Kastamonu ve havâlisine yerleşmiş ve bölge kısa zamanda tam anlamıyla Türk-İslam kimliğine kavuşmuştur. Kastamonu aynı zamanda fetihten itibaren Anadolu’nun kuzeye açılan kapısı olmuştur. Horasan erenlerine, pek çok ulema ve manevi şahsiyete de duraklık yapan Kastamonu, Yılanlı Daruşşifa Medresesi, Atabey Gazi Cami ve Medresesi, Taşköprü Muzaffereddin Gazi Medresesi ile Selçuklu fethinden itibaren Kastamonu ve havalisine ilim ve irfan saçmaya başlamıştır. Kastamonu’ya kaybettiği ilmi itibarını yeniden kazandırma yolunda önemli bir katkı sağlayacağını umduğumuz sempozyumumuza bildirileri ile katılmak üzere 100’e yakın ilim erbabı müracaatta bulunmuş, elemeler sonunda 83 kişinin katılması kesinlik kazanmıştır. Anadolu Selçukluları ile ilgili her türlü tarihi, siyasi, askeri sosyal, kültürel, ekonomik, coğrafi vs. konuların bilimsel olarak tartışılmasına imkân sağlanması hedeflenen bu sempozyumun verimli ve başarılı geçmesini diliyorum. Saygı değer misafirler, bu sempozyum münasebetiyle uzaktan yakından gelen kıymetli ilim adamları! Fetihten Cumhuriyete Anadolu’nun başlıca ilim ve irfan merkezlerinden olan Kastamonu’ya gelmekle sadece bu sempozyumu şereflendirmediniz aynı zamanda bu toprakları vatan haline getirme uğruna kendilerini feda eden atalarımızın ruhlarını da şâdettiniz, sevindirdiniz. Bu münasebetle hepinizi yeniden saygıyla selamlıyor, sempozyumumuzun sağlıklı ve verimli geçmesini dilerken azıyla çoğuyla programımıza maddi destek sağlayan başta Kastamonu Belediyesi olmak üzere bütün sponsorlarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Böyle bir sempozyumu Kastamonu Üniversitesinden gerçekleştirdikleri için son derece mutlu olduğu ifade eden Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın ise, “Ev sahipliğini yaptığımız ve bu konudan dolayı gurur duyduğumuz sempozyumumuza geldiğiniz için teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Rektör Aydın, üniversitede düzenlenen sempozyumun büyük önem taşıdığını anlatarak, “Cemiyetin sorunlarına ilmi çözümler getirmekle mükellef, kültür mirasına da katkıda bulunmaya mecbur olan üniversiteler, bu sorunların ilmi olarak tartışıldığı yerlerdir. Problemlere milli ve milletler arası bakış açısı getirmek, bu konuda bölgenin şartlarını da göz önünde bulundurmak yine üniversitenin misyonları arasındadır. Bugün açılışını yaptığımız sempozyum da bu fikirlerle meydana gelmiştir. Anadolu’da parlak bir medeniyetimiz var, kültürümüz var. Bunları her yönüyle tartışmak, güncellemek gerekir. Tarihten ders alarak geleceğe daha iyi yön vermek yine üniversitenin amaçları arasındadır. Orta Asya Bozkurtlarından yarı göçebe millet olarak başlayan hayatımız İslam’ı kabulümüzden sonra tarih sahnesinde hızlı bir yükselişe geçmiştir. Bizden önce Anadolu’ya hakim olan Bizanslılar, dördüncü asırdan itibaren bu bölgeyi kiliselerle, manastırlarla donatıp Hıristiyanlaştırmışlardır. 1071’de Büyük Selçuklu Sultanı öncülüğünde yeni bir strateji uygulanmış ve fetihle kalınmamış; kurulan vakıflar sayesinde Anadolu coğrafyası çok kısa bir sürede camiler, medreseler, türbeler, kervansaraylar gibi medeniyet unsurlarıyla bezenmiş, Anadolu bir uçtan bir uca bize ait kılınmıştır” dedi. Konuşmasının son kısmında Kastamonu tarihine yer veren Rektör Aydın, “Kastamonu da gelişen bu medeniyette bir köşe taşıdır. Kastamonu Hititler Dönemi’ne kadar dayanan yedi bin yıllık tarihi olan bir vilayettir. Müslüman Türklerin Anadolu’yu fethetmek için Kastamonu’ya geliş tarihi 1071’dir.
İlk fetih Süleyman Şah Dönemi’nde Karatekin komutasında 1074’tür. Sırasıyla Danişmentler, Çobanoğulları ve Candaroğulları gibi beyliklerin akıbetine geçmiş, 1461 tarihinde de herhangi bir savaş olmadan Fatih’e teslim edilmiştir. Çobanoğulları’ndan günümüze; Atabeygazi, İmamlı Külliyesi gibi çok önemli eserler kalmıştır. Candaroğulları’ndan; İsmailbey Külliyesi, Mahmutbey Cami gibi birçok eser kalmış ve bugün bu eserler hala ayaktadır” şeklinde konuştu.
Kastamonu Üniversitesi’nin yaptığı bu tip çalışmalardan dolayı memnuniyet duyduğunu belirten Vali Erdoğan Bektaş da, şunları kaydetti: “Üniversitemizde, çok önem verdiğimiz sosyal faaliyetlerin birinin daha açılışında bir aradayız. Üniversitemizde uluslar arası bir sempozyum düzenleniyor. Sempozyum kitapçığını incelediğimde ne çok çalışmamız gereken konu var; ne çok ihmal ettiğimiz, üzerinde durmadığımız konu var diye düşünmeden edemedim. Üniversitemiz, rektörlüğümüz, hocalarımız bu işlerin hakkını veriyorlar. Anadolu’nun, bizim milletimizin vatanı olma süreci zannediyorum bu sempozyumda ortaya çıkacak. Bizim bir geçmişimiz var. Bir tarihten geliyoruz, bir şeyi temsil ediyoruz. Bir yerlerden geldik ve bu toprakları yurt, vatan edindik. Bunu başardık. Belki tarihin belli dönemlerinde geri çekildik ama netice itibariyle Anadolu coğrafyasında tutunmayı, burayı milletimizin vatanı haline getirmeyi başardık. Ama bunu nasıl başardığımızı çok fazla bilmeyiz, irdelemeyiz. Bir kısım şehir efsaneleri ile bir kısım basmakalıp, gelip geçer sözlerle geçiştiririz. Elbette bunların içinin araştırılması üniversitemize ve çok değerli hocalarımıza düşüyor. Üniversitenin bu konuda gereğini yaptığını düşünüyorum”. Türkiye’den önce Anadolu coğrafyasına hakim olan Türk Devletleri’ni sıralayan Vali Bektaş, “Bu devletleri öğrenmek ve gelecek nesillere aktarmak durumundayız. Geçmişten gelen birikimden dersler çıkartmalıyız ve geleceğimize o anlayışla bakmayı başarmalıyız. Günümüzde karşılaştığımız sorunların köklerinin geçmişe dayandığını ve bundan bağımsız olmadığını ve geleceğimizin belirlenmesinde de bunların belirleyici rol oynayacağını biliyoruz. Onun için geçmişten ders almamız ve ona göre adımlarımızı atmamız lazım. Üniversitemizin bu çabasının, bu gayretinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Emeği geçenlere, emeği geçecek olanlara, yurt içinden yurt dışından gelmiş olan hocalarımıza hoş geldiniz diyorum, teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen bu uluslararası sempozyumun benzerinden ilki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayelerinde 27-30.Eylül.2010 tarihleri arasında Kayseri’de gerçekleştirildi (I. Uluslararası Selçuklu Sempozyumu), ikincisi 20-22.Ekim.2011 tarihlerinde Konya Selçuk Üniversitesinde “Selçuklularda Bilim ve Düşünce Sempozyumu” adı altında gerçekleştirilmişti. Türkiye tarihinde Selçuklularla ilgili üçüncü olan “Uluslararası Malazgirt’ten Osmanlıya Selçuklu Sempozyumu” başta Kastamonu Belediyesi olmak üzere tamamen yerel sponsorların desteği ile gerçekleştirildi.
Sempozyum 24-25.Mayıs tarihlerinde Kastamonu İlimiz ve havalisinde bulunan tarihi ve kültürel yerlere düzenlenen gezilerle tamamlandı.
Kastamonu Üniversitesinde düzenlenen “Uluslararası Malazgirt’ten Osmanlıya Selçuklu Sempozyumu”na katılmak üzere gelen bilim adamlarından bazıları Küre ilçemizi de ziyaret ederek incelemelerde bulunuldu.
Yorumlar kapalı.