Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Kastamonu ziyaretinde terör olaylarını
değerlendirerek, amacın Türkiye’yi değil, milleti bölmek olduğunu söyledi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Kastamonu’ya
gelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Kastamonu Valisi Erdoğan
Bektaş’ı makamında ziyaret etti. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan
Ergün, terör olaylarının Türkiye’yi toprak olarak bölmek olmadığını, milletçe
bölmek istediklerini açıkladı.
“Türkiye’nin Suriye’de Beşar Esad’ı
desteklemeliydi” şeklinde düşünenler olduğunu belirten Ergün, “Beşar Esad’ı
desteklemiş olsa Türkiye, o zaman bu işler düzgün bir şekilde mi gidecekti. Bu
tür yorumlar olabilir mi? Suriye’de bizim yanlış politikamız nedeniyle çıkan
bir karışıklık söz konusu değil. Suriye’de Suriye’nin yanlış politikası sonrası
ortaya çıkan bir karışıklık söz konusudur. Dolayısıyla Suriye’de binlerce
insan, 30 bin insan hayatını kaybetti. 300 bin insan, ülkesini terk etmek
zorunda kaldı. Bu insanlar tatile gitmediler. Suriye’den 180 bine yakın insan
Türkiye’ye tatile gelmedi. Tatile geliyorlardı daha önce Suriyeliler. Ama
bunlar tatile gelmedi. Bunlar ölüm korkusu nedeniyle geldiler Türkiye’ye. Kim
öldürecekti bunları. Yer altından bir canavar çıkmadı ki bilim kurgu gibi.
Üstlerine kendi hava kuvvetlerinin yağdırdığı bombalar. Kendi istihbarat
örgütlerini bombalamalar. Orada zalim bir iktidarın kendi halkına zulüm etmesi.
Niçin yapıldı bunlar. Oradaki halkın demokrasi istedi diye, ülke yönetiminde
olmak istemesinden dolayı. Halkın çoğunluğu nasıl bir yönetim istiyorsa öyle
bir yönetim olmalıdır. Türkiye’nin böyle bir şey istemesi değil mi? Halkın
çoğunlu nasıl bir yönetim istiyorsa öyle olsun. Ona da razı oluyoruz zaten.
Bugün Türkiye’de AK Parti iktidarda. Niye var. Halktan yüzde 50 oy almış. Yarın
bir başkası olur. O daha çok oy alır. Bizde ona razı oluruz. Zaten demokrasi
böyle bir şeydir. Halkın çoğunluğunun idaresine razı olmaktır. Ama Suriye
yönetiminin halkın çoğunluğu diye bir şey tanımıyorsa, onun iradesi diye bir
şey tanımıyorsa, bunlara razı olmuyorsa, ben bunu kanla bastırırım. Bun bunu
kat ederek bastırırım diyorsa ve buda bizim gözümüzün önünde oluyorsa, 900
kilometreden bir fazla bir sınır olan, tarihi beraberliği bir olan bir halk,
bize doğru geliyorsa ne yapacağız. Sahip çıkmayacağız” dedi.
Burada yaşanan olaylar için “Ne haliniz varsı
görün, bombalar çoluğunuz çocuğunuz üzerine yağsın. Arkamızı dönüveririz, ne
olacak. Gözümüzü yumu veririz” diyemeyeceklerini ifade eden Ergün, “Bunu
yapabilir misiniz. Yaparız diyorsa insanlar, böyle yapalım diyorsa diyecek bir
şey yok. Ama bizim tarihimizde böyle bir şey olmadı. Ama onlar bundan dolayı
terör örgütünü destekliyorlar. Zaten destekliyorlar. Yani babası da
destekliyordu. Bugün terör örgütü dediğimiz olay karşımızda çıplak bir PKK
terör örgütü yok ki. İşin zorluğu da biraz buradan geliyor. Bölgedeki bir takım
bölgesel ve küresel güç merkezlerinin desteğini alan terör örgütü var. İstihbarat
örgütlerinin desteğini alan terör örgütü var. Aslında Türkiye, bir terör örgütü
ile mücadele etmiyor. Türkiye, birçok örgütle birçok küresel, bölgesel ve
istihbarat merkezleriyle mücadele ediyor. Mücadelenin bu kadar geniş çaplı
olduğun görüyoruz. Çünkü Türkiye, yükselen bir değer. Türkiye, başkasına ilham
veren bir ülke. Herkesin gözünün Türkiye’de olduğu bir ülke. İki önemli bir
konuyla her zaman istikrarsızlaştırmaya çalışılıyor Türkiye. Bunlardan bir
tanesi ekonomik krizlerdir, bir tanesi de terördür. Hele iki yan yana
getirilebilirse o zaman Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenler için
bulunmaz bir nimet olur. Ama olmadı. Dünyada bir sürü ekonomik çalkantılara
rağmen Türkiye, ekonomik krizlere yakalanmadı” diye konuştu.
Terör örgütleri, ister kendileri olsun ister ona
destek verenler olsun onları destekleyen iç ve dış mihraklar olsun, istihbarat
servisleri olsun, şu konuyu çok iyi bildiklerini vurgulayan Bakan Ergün, “Terör
eylemleri ile Türkiye’yi bölemeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Yani Türkiye’nin
bir parçasını alıp orada ayrı müstakil bir devlet kurmak mümkün değildir. Ne
mümkün, hakli bölmek mümkündür diye düşünüyorlar. Böyle eylemlerle halkı
bölelim diye düşünüyorlar. Halkı bölmekle düşünceleri ise, Türkiye yönetilemez
mesajı vermek istiyorlar. Halkı birbirine düşmüş bir ülke haline getirebilirsek
başarı bu olacaktır. En büyük başarıların halkı birbirine düşürmek olacaktır.
Çünkü Türkiye, istesek de bölünemeyecek kadar birbirine kaynaşmış bir ülke
olduğun biliyorlar. Çünkü biz, kes kopyala yapıştır yöntemiyle yan yana
getirilen bir millet değiliz ki. Mesela Yugoslavya böyle bir devletti. 1. Dünya
Savaşında, 2. Dünya Savaşından sonra yan yana getirilen bir takım toplulukların
üstüne tipo bir baskı kurdular. O tipo baskısıyla epey bir zaman gitti. Tipo
baskısı kalkınca o zaman ne oluyor, yeniden dağılma süreci gerçekleşiyor.
Yugoslavya’nın yaşadığı travma süreci budur. Peki biz nasıl bir milletiz. Biz
bin yıldır aynı kazanda kaynıyoruz. Üzerine yapıştırma bir devlet değiliz.
Dolayısıyla bizim öyle kes kopyala yapıştır, orasını parçala şurası bir devlet
olsun, burasına birisi bir devlet kursun böyle bir şeyi istesek de yapamayız.
Bunu başaramayız yani. Üniversiteye bir görev verelim. Bunun bir formülünü
bulun hocam. Bütün hocalar, üniversiteler bunun üzerine çalışsın diyelim
bulamazlar. Çünkü yok böyle bir formül. Biz bin yıl boyunca aynı kazanda
kaynamış birlikte çok büyük kazançlar elde etmiş, birlikte çok büyük yenilgiler
elde etmiş, birlikte çok büyük güzellik ve kötülükler yaşamış bir milletiz. O
zaman bizim sorumuz, ülkemizin bölünmesi sorunu değil, milletimizin bölünme
sorunudur. Milletimizin parçalanması sorunudur. Yani milletin gönlü, kafası
parçalanırsa, birbirleriyle olan duygu ve düşünceleri, arasındaki kardeşlik
parçalanırsa esas kaos o zaman olacaktır. Esas yönetilemez, karmaşık bir ülke
haline gelmiş olacağız. Ağırlık amacın bu olduğunu görmemiz lazım. Bizimle
neyin mücadelesi yapılıyor, biz kimiler neyin mücadelesini yapıyoruz, bunları
milletin işin arka planını çok iyi hesap etmesi gerekiyor. Çok şükürde
milletimizin bu konuda feraseti yerinde, feraset gözüyle görüyor her şeyi,
birde işin arka planında bunların olduğunu net olarak gördüğü için, tuzaklara
da düşmüyor. Buda bir mücadeledir. Bu mücadeleden Türkiye, başarılı bir şekilde
sonuçta çıkacaktır. Bölgedeki gelişmeler zaman zaman terör örgütlerine güç
veren gelişmeler oluyor. Mesela Irak’ın işgali terör örgütüne güç vermiştir.
Suriye’de ki iç karışıklık hem PKK’ya hem de diğer terör örgütlerine güç
vermiştir. Çünkü terör örgütleri kola silah ve patlayıcı alet bulabilme, adam
bulabilme kabiliyeti kazanmıştır. Bunlar tabii ki sıkıntıyı arttıran
hadiselerdir ve bunları hep birlikte milletçe bize kurulmak istenen tuzaklara
görerek üstesinden geleceğiz” şeklinde konuştu.
Bakan Ergün, Valilik ziyareti sonrası Kastamonu
Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen sertifika dağıtım töreni katıldı.
Ardından Bakan Ergün, KOSGEB merkezinin açılışı yaparak, Kastamonu Organize
Sanayi Bölgesine geçti. Burada sanayicilerle bir toplantı gerçekleştiren Bakan
Ergün, son olarak 2. Ahşap Fuarı’nın açılışını gerçekleştirecek. Bakan
Ergün’ün, açılışını yapacağı fuarı gezdikten sonra Kastamonu’dan ayrılacağı
bildirildi.
Yorumlar kapalı.