Uzak kalmaktır sevdiklerimizden gurbet. Nedeni her ne olursa olsun, ulaşamamak yetişememektir istediklerimize, özlediklerimize. Bazen şartlar iter sizi uzağa, bazen kader veya keder. Kimi zaman da kendi nefsiniz ya da duygunuzdur sizi uzaklara salan. Ne çeşitten olursa olsun gurbetçiliğiniz, zordur elbette o burukluğu yaşamak. Bu yüzdendir ki, gurbette özlemek başkadır sevmek başka, gurbette aşk başkadır memleket sevdası başka. Hele de sevdiğiniz birisini ya da birilerini gerilerde bırakmışsanız. Memleketi sevme nedeniniz daha bir başkadır…
Gurbet, aidiyetin de sınavıdır aynı zamanda. Tesellisi, memleket türküleridir kimi zaman. Bazen de siyah beyaz fotoğraflardır. Göçmen kuşlar ve buğulu gözlerden bulutlara değdirilen nemli bakışlardır… Manevi açıdan ise; gurbete yollayana teslim olmaktır! Sınav olduğunun bilinci içinde hareket ederek. Sabırla ve metanetle sınav süresinin dolacağı zamanı bekleyerek… Yaşanan maziye ve güzel günlerin anılarına yolculuktur. Özlemlerin bestelendiği gurbet akşamlarında dinlenen, bestelenen ve destelenenler nimetlerin kadrini öğrenmeye vesiledir.
Evet, gurbette sıla ayrı bir özlemdir, özlenenler ayrı bir özlem. Kim bilir bazen gurbet içinde gurbeti yaşarken, kimi zaman da ikinci gurbeti yaşarsınız. İlla ki, gurbette olmanıza da gerek yoktur aslında özlemek için. Bazen nedensiz de özlersiniz. Nedenini siz dahi bilmeyerek! Herhangi bir nedene ihtiyaç duymadan da özlenir, eğer gurbette dara düşmüşseniz. An olur sılada gurbeti yaşarsın, an olur gurbette sılayı. Zamanı gelince de gurbette gurbeti yaşamak zorunda kalırsın.
Bazen de gurbeti kendi içinde yaşamaz mı insan? Sılasında gurbeti yaşar. Kendine yabancılaştıkça kendini gurbete salar. Kişi kendini bilmiyorsa, tanıyamamışsa hakkıyla kendinin gurbetinde değil midir? Gurbet içinde gurbet, nasıl bir şeydir bilir misiniz? Gurbette oluşunuzdan size düşen bir haz, bir huzur var mıdır? Sizin gurbetçiliğiniz, hasret yüklü bulutlarla anlaşabilir mi? Onlardan gönlünün ev sahibine selam gönderir mi? Dağılır mı bulutların hareketiyle birlikte, sizin de hüzünleriniz…
Evet, gurbet insanı, bin bir duyguyu birlikte yaşar. Göklerden yağan deli yağmurlar gibi dolup taşar da yanıp küle döner de; rüzgârlarla haberleşir, yağmurlarla serinleşir. Kavuştuğunda ise; gonca gül gibi açar, bahar çiçekleri gibi yeşerir. Öyle ya insan nerede olursa olsun, sevdiklerinden ayrı düşmüşse gurbettedir. Velev ki sılasında olsun! Eğer duyumsamıyorsan, hissetmiyorsan, için acımıyorsa nerede olursan ol mühim değildir; ha sıla, ha gurbet. Ama öyle insanlar vardır ki, sılasında bile gurbeti yaşarken öyleleri de vardır, gurbette sılayı dahi yaşayamazlar. Sıla da bile sılayı yaşayamayan gurbetçiler de vardır! Gurbetin ne anlama geldiğini bilmeyen memleketsizler de. Seven insan için, önemi vardır her şeyin. Gurbetin de sılanın da. Kendilerini sevdiklerinden sürgün edenlerin gurbetiyle, zorunlu sürgünlerin ya da mekân değiştirenlerin gurbetçiliği hiç aynı şey midir?
Gurbete düşmemeniz şayet düşmüşseniz gurbetin de hakkını verebilmenizi dilerim.
Yorumlar kapalı.