Yaşanan çeşitli anlar vardır hayatta sabit izler bırakan. Silinmez, kazınmaz her dokundukça, her baktıkça kendini hatırlatan cinsten. Dehşetli, sarsıcı, hüzünlü veya hatırlandıkça kıymık gibi yürek sızısı olan. Böyle zamanları nasıl savuşturursunuz? Sanatla, edebiyatla, icatla veya mucit tarafınızı ön plana çıkartarak. Yahut da hayal kurarak ruhunuzu dinlendirecek bir başka işle oyalanırsınız. Böylelikle kendinizi eğitir, dehşetlerinizi dindirirsiniz. Sızılarınızdan uzaklaşırsınız, ufka bakıp yarınlara güzel niyetlerle ümit bırakırken.
Hayat böyledir; hep düz bir çizgi halinde devam edip gitmez. Koşarsınız, oturursunuz bazen de eğilirsiniz. Yıkılır, üzerinizdeki tozu silkeleyerek yeniden doğrulursunuz. Kimi yıkımlar başka bir yapım ile imar edilerek yeniden ayaklarınız üzerine doğrulma fırsatı verir. İnsanoğlunu, acılar, hastalıklar, imkânsızlıklar, ümitsizlikler, vefasızlıklar duygusal olarak yıkıma uğratır. Ancak yaşadığı haksızlıklardır hayatın çok da gam, tasa edilmemesi gereken olduğunu öğreten. Dünyayı pek de sevilesi yapmayan nice sebebiniz vardır yaşanmışlıklara dair. Merhametin tatile çıktığı acımasızlıklardır insanlardan uzaklaştıran. Adaletin, saygının, değerliliğin yoz bir anlayışla birleşerek bencilliğe dönüşmüş heykeller gibi olmasındandır. Kendisinden başkasını düşünmeyen egoist nefislerin uğrattığı şaşkınlıklardandır…
Günümüz insanı, kırgınlıklarının birikiminden ibaret hale gelmiş sanki. Bunu aşmak için de hayale sığınmış. Rüyalar da teselli bulmuş. Hayal rüyaya göre bir adım daha gerçek sayılsa da gerçekleşmeyecek hayaller de bir o kadar vahimdir. Büyülü gerçeklikleri, gerçek üstü bir hayalcilikle abartarak moral depolamak insana kimi zaman nefes aldırabilir! Böylesihayal gücü, bir bakıma kendi içinde çoğalma halidir. Yalnızlık ise bir içsel yabancılaşmadır kişinin insanlara karşı izole hale gelmiş hissiyatına dair. Bu yaklaşım, acılarından ve gerçeklerinden kaçanlar için alternatif bir yol gibi görünse de kendini kandırmaktan öteye geçmeyeceği aşikârdır. Dramatik hayatlara şahitliğinizmerak uyandırsa da hüzünlü tortular bırakır insani erdemler açısından. Gizemli ve büyüleyici nice insani derinlikleri farklı temalarla algılamak zenginliğimizi artırır. Bazen de sade olmalı insan. Gerçekçi olmalı. Buruk ve derin acıları yudumlasa da olgunlaştırmalı yaşananlar. Duygulu bir serinkanlılık, ancak mazinin ağır tecrübelerinden alır gücünü. Coşkulu şiirsellik ise bahar mevsiminden kalma ümitlerden bir damar yoludur çoğu zaman…
Hayallerinizin tüm heybetiyle, derinliğinizin sebebi olmasını diliyorum.
Yorumlar kapalı.