6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli, peş peşe 9 saat ara ile meydana gelen 2 şiddetli deprem, şüphesiz ki tarihimizde nadir karşılaşılmış büyük afetlerdendir. 10 ilimiz depremden çok ağır bir şekilde etkilenmiş, bazı şehir ve yerleşim birimlerinde neredeyse kullanılabilir hiçbir bina kalmamış, binlerce vatandaşımız vefat etmiş, on binlercesi de yaralanmıştır. Rabbimiz Teala ölenlere Şehitlik makamı İhsan edip rahmet eylesin. Yaralananlara gazilik makamı verip, acil şifalar lütfetsin. Acılı yakınlarının ve memleketimizin başı sağ olsun.
Rabbimiz Teala böyle bir felaketi bir daha bize, İslam alemine ve insanlığa vermesin.
Böylesine büyük bir felaketin üzerinde durulmalı, maddi anlamda sorumluları varsa peşine düşülüp gereken yapılmalı, binaların yapılacak yerlerinin iyi tespiti ile teknik anlamda daha sıkı tedbirler alınarak kontrolleri de sıkı bir şekilde yapılmalıdır.
Bunun yanında manevi anlamda her bir müslümanın Kendi iç muhasebesini yapması, dini yaşantısı ile ilgili kendisine bir çeki düzen vermesi, bunu kendisi için ilahi bir ikaz şeklinde değerlendirip Allah’ın ölçülerine uygun bir yaşantı içinde olma gayretine girmesi gerekir.
Hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak imanın şartlarından birisidir. Hadisi şerifte Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: ” Müminin/müslüman’ın ayağına batan bir dikenden bile ecir ve mükafat alacağı bildirilmektedir. Şüphesiz ki deprem felaketinden etkilenen her bir kardeşimiz Peygamber Efendimizin bu hadisinden nasiplenerek ahiretleri adına nice büyük mükafatlara nail olacaklardır.
Ayeti kerimede “…Sabredenler için mükafatları hesapsız olarak verilecektir.” ( Zümer, 10 ) buyurulmuştur. Hadis-i şerifte bildirildiğine göre, Allah yolunda öldürülenler (gibi) bulaşıcı hastalıktan vefat edenler, ishalden ölenler, suda boğulanlar ve göçük altında kalanlar da şehittir.( Buhari, Cihat, 30)
Tabii bütün bunlar Allah’tan gelenin rıza ile karşılanması, O’na isyan edilmemesine bağlı bulunmaktadır. Bu felakete uğrayanların imtihanıdır. Bir de felakete uğramamış olan müslümanların imtihanı vardır ki, O da; felakete uğrayanların acısını yüreğinde aynısıyla hissetmek, kendini onların yerine koymak, onların ihtiyaçlarının karşılanması için var gücüyle çalışmak ve bu konuda her türlü fedakarlığı yapmak…. Böyle bir anlayış ve davranış içinde bulunmak mümin olmanın müslüman olmanın gereğidir. Zira Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadisi şeriflerinde ” Müminler birbirini sevmede, birbirlerine acımada ve birbirlerini korumada bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalıklara ortak olurlar.” (Buhari, Edep, 27)
Bu anlayış ve davranışı ortaya koyabilenler imtihanlarını kazanmış olacak, ilgisiz, duyarsız olan ise kaybetmiş olacaktır. Bunun da hem dünyalık hem de ahiretlik bir takım karşılıkları olacaktır.
Yeri gelmişken, depremin ilk gününden itibaren hemen harekete geçerek afet bölgelerine başta gıda maddeleri olmak üzere yakılacak odununa kadar her türlü insani ihtiyaçların karşılanması için büyük bir fedakarlık örneği ortaya koyan Tosyalı hemşehrilerimize teşekkür ediyor, yaptıkları hayırların Cenabı Allah tarafından kabulünün niyaz ediyorum.
Rabbimiz Teala memleketimize ve İslam alemine böyle bir felaketi bir daha göstermesin, içinde bulunduğumuz maddi ve manevi sıkıntılardan kısa zamanda kurtulmayı güzel günlere ulaşmayı bizlere nasip etsin.
Halil İbrahim Sabırlı
İlçe Müftüsü
…………………………
Bu vesile ile Tosyalı hemşehrilerimizin ve bütün din kardeşlerimizin önümüzdeki cumayı cumartesiye bağlayan gece idrak edeceğimiz miraç kandillerini en kalbi duygularımla tebrik eder, daha nice kandillere afetsiz, belasız, huzur ve afiyet içerisinde ulaştırmasını cenab-ı Mevla’dan niyaz ederim.
Yorumlar kapalı.