RAMAZAN VE MASUMLULUĞUMUZ

İçinden geçtiğimiz, içimizden geçen Ramazan’ı nasıl bir algı ile karşılıyoruz ve uğurluyoruz? Anlaşılması ve yaşanılması gereken bir ramazan ile anladığımız ve yaşadığımız ramazan arasındaki farklılıklar; zihni çarpıklığımızın, idrak dağınıklığımızın, algı bozukluğumuzun ifadesi sanki..

 

Neden hep eski ramazanları hayıfla hatırlar, özlemle yâd ederiz? Bunu bir an bile osun inceden inceye bir düşündük mü?  Ramazan deyince bankalar kredi avına çıkmazdı eskiden. Nasıl yaparım da acıkmaz ve susamam hesabı yapılmazdı, reklâmlarla tüketim ayına dönüştürülmezdi eskiden. Sihirbazlık dinimizce yasakken bir ramazan eğlencesi olmazdı eskiden. Faiz açık bir haramken, ramazanla nasıl ilişkilendirilir de o kapıya çağrılır ramazanla ilişkisi olanlar?

 

Kudsiyetinden koparılmış, eğlenceye ve tüketime dönüştürülmüş ramazanın içinden geçeriz de, o bizim içimizden gerçek manası ile geçer mi onu kestirmek hayli zor. İçi oyulmuş, manasından soyutlanmış, zamanın algısına, kapitalizme kurban edilmiş bir ramazan bizi, komşumuzu, komşu kıtaları kurtarabilir mi? Ebedi saadet, sonsuz sevinç kazandırabilir mi?

Sahurda ve iftarda tıka basa yemek veya aça kalmaktan ibaret değil ki ramazan. Akşamları sihirbazlarla eğlenmek, televizyonun başına oturup yıldız yağmurlarını seyretmek hiç değil. Gündüzleri alışveriş merkezlerinin ağına takılarak alış veriş yapmak, reklâmlara aldanıp kredi çekmek için bankaların yolu tutmaksa hiç değil.

 

Nimetlerin farkına varmak, şükür etmek, aciz olduğumuzu bilmek… Bedenin ağlaması, ruhun gülmesi… Midenin daralması, kalbin genişlemesi… Ulvi hislerin uyanıp semalar ötesine yükselmesi… Fikrin hisse binip âlemlere ziyarete gitmesi… Balçık ile yıldız arasında salınan beşer ile insanın, insan olma erdeminde asılı kalması. Nefsin gemlenmesi, şeytanın zincirlenmesi… Nefis tutsaklığından kurtulmak, özgürlüğü yakalamak… Bunun en özgün hali de iftar dakikaları; o tatlı bekleyiş, o tadına doyumsuz sabır, o ifadelendirilmez “an”sız sonsuz zamanlar.

 

Neden çocukluğumuzun ramazanlarını ararız? Masumluğumuzu kaybettiğimizden, algılarımızın bozulmasından, idrakimizin dağıldığından, akıl kalp ayrılığından, his fikir ayrışması ve çatışmasından. Bundandır ki ramazanlar panayıra, akşamları eğlenceye, gündüzleri tüketime indirgendi.

 

İnsanı masumlaştıran, melekleştiren ramazan yine içimizden geçiyor; onda değişen bir şey yok, değişen biziz. Çocuk masumluğuna yeniden erişirsek o unutulmaz ramazanları yeniden yaşar ve yaşatırız. Komşumuzla, eşimizle, çoluk çocuğumuzla, arkadaşlarımızla; kısacası tüm insanlıkla… Çocuk masumluğunda ramazanı idrak etmek, bizi masumlaştıran ramazanı yaşamak duasıyla hoşça kalın…

 

RAMAZAN VE MASUMLULUĞUMUZ

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Açıksöz Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

deneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oynadeneme bonusu veren siteler -
deneme bonusu veren siteler
- Goley90 - tiktok takipçi satın al - instagram likes - istanbul escort - mecidiyeköy escort - bakırköy escort - postegro - istanbul escort - Baywin - sahabet giriş - Aviator oyna